Dünyayı bilmemek

Hani şu derya içre olup deryayı bilmeyenden daha tuhafı vardır ya, Nazım yazar...
Bizi yazar orda.
Bizim asalaklığımızdan, sürü psikolojimizden dem vurur.
Ne diye yaşadığımızı unuturuz?
Ne zaman insan olduğumuzu hatırlarız? Ama öncesinde bir ruha sahip olduğumuzu?
Ne zaman ölümlü olduğumuzu hatırlarız?
Ne zaman dünyaya sadece bir kez geldiğimizi idrak ederiz?
Burada sadece bizim yaşamayacağımızı, bizimle yerle bir olmayacağını, çocuklarımızın da yaşayacağını ne zaman anlayabiliriz ?
Kendimizi düşünmüyorsak bile gelecek nesiller için iyi bir dünya bırakmayı niçin düşünmüyoruz?
İyi bir dünya bırakmak dünyayı bilmekten geçer.
Ama dünyayı bilmekten önce de kendimizi bilmeliyiz.
"İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir" boşuna mı söylendi yoksa ?
Yoksa o da mı unuttuklarımız arasında !?
O kadar çok şey unuttuk ki, hatırlama yetisine sahip olduğumuzun bile farkında değiliz.
İlginç bir mahlukuz. Her şeyi bedeniyle yaptığını düşünen...
Bedenini özgürleştirdiğini zannederken beynini zincirleyen...
Yazılmışları mühürleyen, düşünceleri zapturapt altına alan...
Düzelmemiz de gerçekleşmeyecek belki.
Söylesem tesiri olmayacak. Ama gönlüm susmama da razı değil.
Laborant
Dünyayı bilmemek
Reviewed by Laborant
on
Perşembe, Ocak 07, 2016
Rating:

Severek takip ediyorum sizleri..
YanıtlaSilTeşekkürler Melike.
Sil